13 Nisan 2014 Pazar

1923 Dizgiciler Grevi ve Özyönetimi

PATRONSUZ GAZETE OLANAKLI MI? 
EVET, OLANAKLIDIR! BUNDAN 90 YIL ÖNCE BAŞARILDI...
Türkiye Tarihinin Bilinen İlk Özyönetim Deneyimleri: 1900 ve 1923 Mürettipler Grevi

Karşı gazetesi  emekçilerinin alacaklarını alamadan gazetenin kapanması karşısında işyerinde yürüttükleri protesto, 90 yıl önceki basın dünyasının işçi özyönetimini hatırlatıyor ister istemez... Dizgicilerin grevi ve özyönetimle çıkardıkları gazetelerini... 1923 yılında İstanbul'da dizgicilerin grevi sırasında şehirde gazete çıkmamış, hatta dizgiciler kendileri bir gazete çıkarmışlardır. Biz de hem mürettip (dizgici) hem muharrir (yazar) olabiliriz diyerek çıkardıkları iki gazete işçilerin özyönetim deneyimlerinin ilk örneklerindendir. Gazete patronları çareyi ortak gazete basmakta bulmuşlar, ancak grevci işçilerle birleşmeyen sermuharrir (başyazar) ve yazarlar, dizgi yapmayı beceremediklerinden genelde eski yazılarla çıkmıştır. 1969 Alpagut, 1980 Yeni Çeltek ile birlikte Türkiye emek tarihinin 3 temel özyönetim deneyiminden ilkini oluşturan Mürettipler grevi şöyle gelişir... (Yazı, yayınlanacak olan bir yazının parçası olduğu için kaynaklar esas yazıda belirtilmektedir. Kazova işçilerinin kısa süren özyönetim deneyimi ile birlikte ele alınan bu yazı yeni arşiv belgelerine de dayanmaktadır.)


Türkiye Tarihinde İşçi Özyönetimleri:
İstanbul Dizgicileri
Bu topraklarda yaşanan özyönetim deneyimleri anlatılırken, Cumhuriyet öncesi Mürettipler grevi ve özyönetim deneyiminden başlamak gerekir. Daha önce bilinmeyen ancak başka bir yazıda aktardığım 1900 ya da 1901 yıllarındaki özyönetim deneyimi dışında Mürettiplerin özyönetimi hakkındaki en geniş bilgi 1923 grevi ve özyönetimine dairdir... Matbaalarda gazete, dergi, kitap vb. dizgisini yapan dizgi işçilerinin yani Mürettiplerin grevi İstanbul’da 6 Eylül 1923’te başlayıp, 20 Eylül 1923’te biter. Grevin bir bölümünde işçiler, üretimi ele alarak kendileri gazete çıkarmaya başlarlar.
Bu dönemde yayınlanan bir gazete olan Resimli Gazetenin Necdet Ferdi imzalı haberinde mürettiplerin grevi şöyle anlatılır:
“İstanbul’da haftanın en mühim hadisesini gazetecilerle mürettipler arasındaki mücadele teşkil etti. Gazeteciler ile mürettipler arasındaki mücadele ise grevle neticelendi. İstanbul halkı gazetesiz, dünyadan bihaber, başı dinç kalacaktı ve bu suretle bir patron-amele mücadelesinden, galiba ilk defa olarak halk istifade edecek idi. Halbuki, evvela gazeteciler, mürettipsiz iş görebileceklerini göstermek istediler. Paçaları değil kolları sıvadılar. Ebüzziyazade Velid bey sermuharrirlikten (başyazar) sermürettipliğe (baş dizgici), Tanin Heyet-i Tahririye müdürü Baha Bey mürettip çıraklığına, diğer sermuharrirler, Heyet-i Tahririye müdürleri, müdürler mürettip yamaklığına giriştiler. Nihayet Müşterek-ül Menfaat’in ilk nüshasını neşr ettiler. Fakat doğruyu söylemek lazım gelirse ismi Reji’yi andıran bu gazete grev yapan mürettiplerin evvelce dizdikleri müterakim yazılar sayesinde çıkmış idi. Müşterek Gazete’nin mürettipsiz çıktığını görünce mürettipler de bizde sanki muharrirsiz gazete çıkaramaz mıyız dediler. Onlar da El-Adl diye ismi garipçe, metni Türkçe bir gazete neşr ettiler.”

İşçilerin yönettiği matbaalar, patron gazetelerini basmadığı için, patronlar Tanin matbaasında bastırılan Müşterek Gazete adında ortak bir gazete çıkarmışlardır. Dizgi işçilerinin özyönetimi ise bundan sonra başlamıştır. Mete Tunçay’ın verdiği bilgilere göre, gazete patronlarının çıkardığı bu gazete 7-21 Eylül tarihleri arasında sabah ve akşam olmak üzere toplam 27 sayı yayımlanır. Yukarıdaki haber göz önünde bulundurulursa, işçilerin özyönetimi ise 6 Eylül’de başlayan grevden birkaç gün sonra başlamalıdır. Böylelikle özyönetimin en fazla 12-13 gün sürmüş olabileceği sonucunu çıkartabiliriz.
İşgününün uzunluğu ve çalışma koşulları yüzünden başlayan bu grev sırasında, üretime geçen dizgi işçileri, kendi yönetimlerinde iki gazete basarlar. Bunlardan ilki Dizgiciler cemiyetinin gazetesi olan Haber’dir; ikincisi ise Adil’dir. Dizgi işçileri, Mürettibin-i Osmaniye Cemiyeti’nde (Osmanlı Dizgiciler Derneği) örgütlüdürler ve grev sırasında hem Cemiyetin gazetesini hem de kendi çıkardıkları Adil (El-Adl) gazetesini çıkartırlar. İşçiler, bu gazeteler aracılığıyla greve gidiş nedenlerini kamuoyuna duyurmaya çalışırlar. Gazetenin basımı ve işyerinin yönetimi tümüyle grevci işçilerdedir. Ne yazık ki, günümüzde konuyla ilgili kaynak sınırlıdır; Mete Tunçay’ın verilerine göre, 1923’ün Temmuz-Eylül ayı arasında toplam 100 dizgi işçisi grev yapmıştır; ancak bunların ne kadarının özyönetim deneyimine katıldığına dair bilgi elimizde yok. 
Zordur dizgi işi. Baskı kalıpları, dizgiden kullanılan harfler kurşundan olduğu için, boya ve matbaa tozu dizgi işçilerinin çalışma koşullarını çok kötüleştirir. Sosyalist kadın şair Yaşar Nezihe Hanım, 18 Eylül tarihinde işçilerin gazetesine grevi destekleyen bir şiir yazar: 
“Onlardır eden zevkini, eğlenceni temin
Onlar çalışır etmek için hep seni zengin
Kurşundan hurufat o hayatı kemirirken
Her gün bir parça solarkan ve erirken” (Haber, 18 Eylül 1923)
Toplumsal hareketin yükseldiği bir dönem olan 1922-1923 yıllarında işçi hareketi ikiye bölünmüştür. Bunun izleri dizgiciler grevi öncesinde 1 Mayıs 1923’te görülür. Daha uzlaşmacı bir çizgide olan Umum Amele Birliği 1 Mayıs’ı Sultanahmet’te kutlar. Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) ise Mürettibin-i Osmaniye Cemiyeti’nde dizgiciler ve diğer işçilerle bayramlaşır. Görülen o ki, daha sonra işyerinde üretime el koyacak olan dizgiciler, 1 Mayıs’ı sosyalistlerle kutlamışlardır. Bu da grevin ve özyönetimin siyasal hareketlerden etkilenmiş olabileceğini göstermektedir. 
Bu durumu kanıtlayan başka bilgiler de yer almaktadır. Patronlar, “grevcilere karşı, Amele Birliği reisi Mehmet ve katib-i Umumisi Şakir Rasim beylerin desteğini” de alırlar ve gazetelerine ilan vererek, “çift kat yevmiye ve grevden sonra iş garantisiyle mürettip” ararlar. Görülüyor ki, Umum Amele Birliği, gazete patronlarının yanında yer alırken, 1 Mayıs’ta TİÇSF’nin beraber kutlama yaptığı Mürettibin Cemiyeti, dizgicilerin kendi özörgütlülüğü olarak grevin etkin örgütleyicisi durumundadır.
Gazete patronları, uzlaşmacı olmayan bu anlayıştan rahatsızlıklarını gazetelerinde dile getirirler. Müşterek Gazete’nin 9 Eylül 1923 tarihli sabah sayısında şöyle bir haber çıkar: 
“Birkaç mühim İngiliz Gazetesinin muhabiri mürettibin grevinde Bolşevik parmağı görmektedirler” 
Bunun üzerine işçiler, 9 Eylül akşamı Müşterek Gazete’nin basıldığı Tanin matbaasını basıp dağıtırlar. Böylelikle Müşterek Gazete’nin akşam sayısı çıkmaz. Gazete patronları, 12 Eylül 1923 tarihli Müşterek Gazete’de bu olayları aktardıktan sonra, grevlerin Ankara’nın dikkatini çektiğini; seferberlik henüz bitirilmediği için Bakanlar Kurulu’nun grevler hakkında özel karar almasının öngörüldüğünü yazarlar. Beklenen müdahale, bir hafta sonra gelir. Dizgicilerin özyönetimi, 20 Eylül 1923’te hükümetin aldığı önlemler sonucunda sona erdirilir. 
Dizgi işçilerinin özyönetim deneyimi hakkında bilgiler şimdilik bunlarla sınırlıdır. Ama Cumhuriyet’in ilk özyönetim deneyimi olan Alpagut Madencilerinin işgal ve özyönetimine dair bilgiler daha geniştir.

Özgür Narin
Kasım 2013. 
Yakında yayınlanacak olan "Türkiye 'de İşçi Özyönetim Deneyimleri"   yazısından bir bölümdür. Yazı  yeni arşiv belgeleriyle genişletilmiştir. 



Dizgicilerin ve gazete emekçilerinin çıkardığı 8 Eylül 1923 tarihli Haber Gazetesinin ilk sayfası
Haber, 8 Eylül 1923